NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
68 - (2321) حدثنا
زهير بن حرب
وعثمان بن أبي
شيبة. قالا: حدثنا
جرير عن
الأعمش، عن
شقيق، عن
مسروق. قال:
دخلنا
على عبدالله
بن عمرو حين
قدم معاوية إلى
الكوفة. فذكر
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقال: لم
يكن فاحشا ولا
متفحشا. وقال:
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم "إن من
خياركم
أحاسنكم
أخلاقا".
قال عثمان:
حين قدم مع
معاوية إلى
الكوفة.
[ش
(لم يكن فاحشا
ولا متفحشا)
قال القاضي:
أصل الفحش
الزيادة
والخروج عن
الحد. قال
الطبري: الفاحش
البذيء. قال
ابن عرفة:
الفواحش عند
العرب القبائح.
قال الهروي:
الفاحش ذو
الفحش. والمتفحش
الذي يتكلف
الفحش
ويعتمده
لفساد حاله.
قال: وقد يكون
المتفحش الذي
يأتي الفاحشة].
{68}
Bize Züheyr b. Harb ile
Osman b. Ebî Şeybe rivayet ettiler, (Dedilerki): Bize Cerir A'meş'den, o da
Şckik'den, o da Mesrûk'dan naklen rivayet etti. Mesrûk şöyle demiş:
Muaviye Kûfe'ye geldiği
vakit Abdullah b. Amr'ın yanına girdik de Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) 'i andı. Ve : Çirkin konuşmaz, çirkin şeye Özenmczdi, dedi. Şunu da
ilâve etti.
Resulullah (Sallallahü
Aleyhi ve Sellem) :
«Şüphesiz sizin ahlâkı
en güzel olanlarınız, en hayırlılarınızdandır.» buyurdular.
Osman: «Muaviye'yle
beraber Kûfe'ye geldiği vakit.» dedi.
68-م - (2321) وحدثناه
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا أبو معاوية
ووكيع. ح
وحدثنا ابن
نمير. حدثنا
أبي. ح وحدثنا
أبو سعيد
الأشج. حدثنا
أبو خالد
(يعني الأحمر).
كلهم عن
الأعمش، بهذا
الإسناد،
مثله.
{m-68}
Bize bu hadîsi Ebû Bekr
b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Muâviye ile Veki' rivayet
ettiler. H.
Bize İbni Numeyr dahi
rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. H.
Bize Ebû Saîd El-Eşecc
de rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Hâlid (yâni El-Ahmer) rivayet etti.
Bu râvilerin hepsi A'meş'den
bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir.
İzah:
Bu rivayetleri
Buhârî «Kitâbu'I-Menâkıb»'de tahric
etmiştir.
Haya: Kötü olacağı
beklenen yahut terki fiilinden daha hayırlı sayılan bir şey yapılacağı zaman
insanın yüzüne arız olan bir inceliktir diye tarif olunur. Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) Allah'ın hududuna (cezalarına) aid olmayan yerlerde bakire
bir kız gibi utanır, hoşlanmadığı bir şeyi söyledi diye kimseyi muaheze
buyurmazdı. Gerek sözünde, gerek fiilinde kat'iyyen bir şey bulunmazdı. Hiç bir
kimsenin kusurunu yüzüne vurmazdı. Bundan dolayıdır ki: Hz. Ebû Saîd: «Bir
şeyden hoşlanmadı mı onu yüzünden anlardık» demiştir. Yâni utandığından dolayı
hoşlanmadığı şeyi söylemez, yüzünün rengi değişir, hoşlanmadığını bundan anlardık,
demek istemiştir.
Fahiş: Kötü ve çirkin
iş yapan, çirkin söz söyleyen demektir. Mütefehhiş ise fesadçıhğı sebebiyle bu
kötülükleri yapmaya özenen kimsedir.